Microsoft’un siber güvenlik şirketi CrowdStrike’daki büyük kriz dünya genelinde birçok sistemi etkiledi.
Microsoft’un siber güvenlik yan kuruluşu CrowdStrike’ın iki gün önce yaşadığı büyük kriz, dünya genelinde 8,5 milyon cihazı etkileyerek büyük bir “mavi ekran” sorunu yarattı. Ancak bu felaketten en az etkilenen ülke, Çin oldu. Cuma günü yaşanan kesintiler, Çin’de neredeyse hissedilmedi. Peki, “Mavi Ekran Krizi” Çin’i nasıl teğet geçti?
Çin’in bu krizden büyük ölçüde etkilenmemesi, ülkenin siber güvenlik stratejileriyle doğrudan bağlantılı.
Çin’de CrowdStrike’ın neredeyse hiç kullanılmıyor olması, krizin ülkede büyük bir sorun yaratmamasının başlıca nedeni. Josh Kennedy White, Singapur merkezli bir siber güvenlik uzmanı, “Bu kriz, Çin’in yabancı teknolojiye olan bağımlılığını azaltma stratejisinin bir kanıtı” diyor.
Çin, Microsoft’un küresel altyapısından bağımsız olarak yerel bir ortak olan 21Vianet aracılığıyla hizmet veriyor. Bu strateji, Çin’in büyük teknoloji krizlerinde küresel aksaklıklardan izole olmasını sağlıyor.
SON YILLARDAKİ GELİŞMELER
Son yıllarda, Çin “splinternet” olarak adlandırılan bir stratejiyle, devlet kurumları ve işletmelerin yabancı bilgi işlem sistemlerinden uzak durarak yerli sistemleri tercih etmesini sağladı. Bu politika, Alibaba, Tencent ve Huawei gibi yerli teknoloji firmalarının hizmetlerini öne çıkardı. Ayrıca, Çin’in bu yaklaşımı, Batı’nın teknoloji şirketlerine uyguladığı kısıtlamalara benzer bir savunma stratejisi olarak değerlendiriliyor.
ABD, Çin’in teknoloji firmalarıyla olan ilişkilerini sıkı denetimler ve yasaklarla sınırlarken, Çin ise bu kısıtlamaları “güvenlik” argümanıyla eleştiriyor. Global Times’ın Cumartesi günü yayınladığı başyazıda, ABD’nin güvenlik kavramını genelleştirip kendi şirketlerinden kaynaklanan aksaklıkları göz ardı ettiği ifade ediliyor. Bu yazıda, “Bazı ülkeler güvenlikten bahsederken, gerçek güvenliği göz ardı ediyor” şeklinde eleştiriler yer alıyor.
Çin’in bu krizden neredeyse etkilenmemesi, ülkenin yerli teknoloji stratejisinin başarısını ve ulusal güvenliği koruma çabalarını gözler önüne seriyor. Josh Kennedy White’a göre, bu durum “Çin’in teknoloji bağımsızlığına yönelik uzun vadeli stratejik planlarının bir yansıması” olarak değerlendiriliyor.
