Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) sormak lazım; Trabzon gibi merkez Ortahisar ilçe nüfusu 350 bin olan bir kentte, mesainin bittiği tam saatte, bu maçı başlatmak hangi akla hizmettir diye… İşçisi, memuru, esnafı, çalışanı, haftanın ilk iş gününde saat 17.00’de nasıl maça gelecek? Sonra da diyorsunuz ki: tribünde niye seyirci yok. Yap şu maçın saatini 19, 20, 21 de, taraftar maça gelsin be!
Futbolun da gerçekleri vardır. Bazen gelir insanın yüzüne çarpar.
Trabzonspor ligde üst üste 4 yenilgi aldı. 58 yıllık tarihinde üst üste 5 mağlubiyeti yoktu. Bunu kafaya kazıyarak maça çıktılar sanırım.
Galibiyetin bekçisi olmadan zirve grubunun içerisinde yer almaya soyunamazsınız! O zaman Avcı’nın oyuncuları, bu negatif ortamın havasından uzaklaşılmalıydı bu akşam!
Karadeniz ekibi, bugüne kadar Hatayspor’u bu denizin kıyısında konuk ettiği 7 lig maçında da, rakibine 3 puan vermedi.
Trabzon bugünlerde sanki çöl iklimi yaşıyor. Gündüz, güneşli ve sıcak. Akşam, kapalı ve soğuk. Papara Park’ta da garip bir hava vardı.
Bordo-mavili taraftarların da büyük bir çoğunluğu tribünlerde olmayınca ya da olamayınca, kendini yalnız hissetmiştir şampiyon muhakkak.
Buna rağmen ilk 45 dakikada rakibine oranla üstün olan taraftı.
*
Sakatlığı sezon başından beri devam eden ve yakında takım arkadaşlarına kavuşacak olan Orsic ve sezonu kapatan sakat Hüseyin’in yanı sıra, Afrika Uluslar Kupası’nı 3’ üncü kez havaya kaldıran Fildişi Sahilli Pepe ile 2. olan Nijeryalı Onuachu, bu hafta içinde bordo mavili formaya Pendikspor deplasmanı öncesi kavuşacak olması, hasret çeken sevgililerin buluşması gibi olacak.
Bordo-beyazlı güneyin yıldızında, orta sahalarından Aburjania kadrosundan olmayan tek isimleriydi.
Bir süredir kadro dışı olan ve bu maç öncesinde affedilip (Doğru karar) takımla birlikte idmanlara katılan Umut Bozok’un yer aldığı Trabzonspor, bu yarıda Atakaş Hatayspor önündeki gole en yakın olduğu an, Trezeguet’in bazukasının üst direkten geri gelmesi ve Bardhi’nin direkten dönen meşin yuvarlağı, maalesef dışarı atmasıydı. Bana borçlu kaldı!
Futbol raylarının döşendiği “Bu inişli-çıkışlı yolda!” Beşiktaş’a kaptırdığı lig 3’ üncülüğünü, bu gece tekrar geri almak isteyen Abdullah Avcı ve ekibi; ikinci yarının başında, yine yeni transferi Belçikalı Thomas’ın nefis ortasına, gelişine yumuşak bir kafa vuruşuyla boş köşeye, filelere gönderen Trezeguet, takımındaki ‘10’ numaralı formanın yeni sahibi olduysa, hak etmiş demek ki…
Kuzey Makedonyalı Enis Bardhi’nin, getirip yerden vurduğu attığı golle, bana olan borcunu ödemesi! Kendisini affettirdi.
*
Futbolun mantalitesinde, köşelerde asılı yaldızlı bir yazı vardır; “Yaratıcılık ve Azim” Bu lig de ‘Kolay kazanırız’’ diye hayal edilen tek maç bile olamaz.
Mekanın sahibinin, bugün neredeyse tüm mevkileri görevlerini lüks değilse de, gerekli olduğu gibi yaptılar. Özellikle defans bloğunun fertleri, bireysel pozisyonlarda rakibin for hattına, son vuruşlarda asla müsaade etmedi.
Konuk takımın teknik adamı Volkan Demirel’e gelirsek; futbolculuk ve teknik adamlık hayatında bu akşama kadar, 27 kez karşılaştığı Trabzonspor’a ilk kez mağlup olmanın tadı ile tanıştı. Bana göre Karadeniz fırtınasının, güneyin yıldızını örttüğü bu akşamın talihsiz ismi ise, iki net gol pozisyonunda çok iyi vurduğu kafa şutlarından sonuç alamayan, genç Enis Destan oldu sanırım.